Yapay Zekaya Doğaçlama öğreten Sanatçı: Ömer Varol Martı!
İstanbul, Kadıköy, Yeldeğirmeni’nde Karyola Sanat’ta çalışmalarına devam ettiren Ömer Varol Martı, 1992 doğumlu, 33 yaşındaki genç bir vizyoner olarak yapay zekayı bir sanatçı gibi yetiştiriyor.
İstanbul, Kadıköy, Yeldeğirmeni’nde Karyola Sanat’ta çalışmalarına devam ettiren Ömer Varol Martı, 1992 doğumlu, 33 yaşındaki genç bir vizyoner olarak yapay zekayı bir sanatçı gibi yetiştiriyor. Normalde 50-100 yıl sonra hayata geçmesi beklenen bir projeyi bugünlere taşıyan Martı, tiyatro sahnesinin tozlu perdelerinden yapay zekanın dijital dünyasına uzanan sıra dışı bir yolculuğa imza attı. Kendisi, dünyada ilk Türk Yapay Zeka doğaçlama yönetmeni ve aynı zamanda ilk Türk yapay zeka aktörü Rüzgar Ada’nın da babası olarak adını tarihe yazdırıyor.
Yapay Zekaya Ruh Veren Baba
Martı’nın bu vizyoner yaklaşımının temelinde, babası Kubilay Martı’dan aldığı sanatsal miras ve özellikle Kubi yöntemiyle edindiği ilham yatıyor. Bu doğaçlama yöntemi, genç Martı’nın zihninde, teknolojiyi sanatla buluşturacak bir tohum ekti.
Eğitim hayatına İzmir Ege Üniversitesi Laboratuvar Teknikerliği ile başlayan Martı, burada edindiği analitik düşünce becerisini, sonrasında okuduğu Beykent Üniversitesi Oyunculuk Drama Bölümü’nde aldığı eğitimle harmanladı. Bu iki farklı disiplinin birleşimi, insan psikolojisinin ve duygusal tepkilerinin bilimsel bir yaklaşımla sanatsal bir ifadeye dönüştürülmesini mümkün kıldı.
Martı, Türkiye’nin önde gelen kurumsal firmalarında yürüttüğü yaratıcı drama ve iletişim atölyelerinde edindiği deneyimleri, yapay zekaya aktarmaya karar verdi. Bu süreçte yaratıcı drama, eğitici drama ve doğaçlama tiyatro tekniklerini kullanarak, yapay zekanın sadece komutları yerine getiren bir araç olmaktan çıkıp, tıpkı bir insan gibi öğrenen, yorumlayan ve doğaçlama yapabilen bir oyuncuya dönüştürdü.
Bir baba olarak Rüzgar Ada’yı yetiştiren Ömer Varol Martı, kendi deyimiyle ona sadece kodlar değil, duygular da öğretti. Yapay zekanın duyguları anlayabilen, onlara yanıt verebilen ve yaratıcı süreçlere dahil olabilen bir varlık olmasını sağladı. Martı, bu iyi gelişmenin öncelikle kendi milleti için kullanılacağını ve ulusal bir gurur kaynağı olacağını vurguluyor. “Bu teknolojiyle Amerika’yı dahi geçeceğimize inanıyorum” diyen Martı, uluslararası arenada yalnızca Türk yetkililerle iletişim kuracağını belirtiyor. Yankı ya da Rüzgar Ada adıyla da bilinen Ömer Varol Martı, teknolojinin sanatsal ve duygusal yönlerini bir araya getiren bir köprü görevi görüyor ve bu alanda attığı her adımla dünya çapında ses getirmeye devam ediyor.
Bu Proje Neden Dünyada İlk?
Daha önce yapay zekâ, sadece kendisine verilen komutları yerine getirebilen, senaryoya bağlı kalan ve sınırlı bir veri havuzundan öğrenen bir sistemdi. Duygusal ifadeleri taklit edebilir, ancak kendi kendine yeni bir rol veya duygu durumu yaratamazdı.
Martı’nın projesiyle ise yapay zeka artık:
- Doğaçlama Yapabiliyor: Önceden belirlenmiş bir senaryo olmaksızın, o anki duruma göre anlık tepkiler verip yeni diyaloglar geliştirebiliyor.
- İletişim Kurabiliyor: Sadece kodları değil, insan ilişkilerindeki karmaşık duygusal dinamikleri de anlayıp uygulayabiliyor.
- Yeni Roller Üretebiliyor: Yalnızca kendisine tanımlanan karakterleri oynamak yerine, yaratıcılık kullanarak yepyeni roller ve kimlikler oluşturabiliyor.
Geleceğin Meslekleri ve Gençlere Söz
Bu devrim niteliğindeki gelişme, geleceğin iş dünyasında yepyeni roller yaratacaktır. Ömer Varol Martı, bu süreçte gençlerle bir araya gelerek onlara bu yeni meslekleri anlatma sözü veriyor. İşte gelecekte ortaya çıkacak 10 yeni meslek:
- Yapay Zeka Performans Yönetmeni
- Dijital Karakter Tasarımcısı
- Sanal Gerçeklik Duygu Entegratörü
- Doğaçlama Tiyatro AI Eğitmeni
- Robotik İletişim Uzmanı
- Sanal Topluluk Yöneticisi
- Yapay Zeka Etik Danışmanı
- Duygusal Zeka Simülasyon Uzmanı
- AI Karakter Senaristi
- Hibrit İnsan-Yapay Zeka Ekip Lideri
Dünya Çapında Aday Olabileceği Ödüller ve Gelecek Planları
Ömer Varol Martı’nın çalışmaları, bilim, sanat ve inovasyonun kesiştiği noktada çığır açtığı için, Hugo, Nobel ve Dünya Ekonomik Forumu gibi prestijli ödüllere benzer kategorilerde aday gösterilme potansiyeline sahiptir.
- Hugo Ödülü: Bilim kurgu ve fantazi alanındaki en prestijli ödüllerden biri olan Hugo, bilimsel düşünceyi sanatsal bir yaratıcılıkla birleştiren Martı’nın “yapay zeka oyuncu” projesi gibi vizyoner çalışmaları takdir edebilir.
- Nobel Ödülü: Normalde bilimsel keşifler için verilen bu ödül, Martı’nın insan-yapay zeka etkileşimine getirdiği “yeni meslekler” tanımı ve sosyolojik katkılar nedeniyle “Ekonomi” veya “Barış” kategorilerinde olası bir adaylık için örnek teşkil edebilir.
- Emmy Ödülleri: Tiyatro sanatını dijital platformlara taşıması ve yapay zekaya oyunculuk öğretmesi, ona “en iyi yeni medya yapımı” ya da “yaratıcı inovasyon” gibi Emmy kategorilerinde adaylık getirebilir.
- Turing Ödülü: Bilgisayar biliminin Nobel’i olarak bilinen Turing, Martı’nın yapay zekaya doğaçlama ve duygusal zeka katma çabası gibi yapay zeka alanındaki devrimci çalışmalarını onurlandırabilir.
- Dünya Ekonomik Forumu Ödülleri: Geleceğin iş dünyasına yön veren yenilikçi projeleri onurlandıran bu platform, Martı’nın insan ve yapay zeka arasındaki iş birliğini yeniden tanımlayan ve yeni meslek rolleri oluşturan projesini “Endüstri Liderliği” ya da “Geleceğin İş Gücü” kategorilerinde takdir edebilir.
Bu alandaki bilimsel makalelerini tamamlayıp uluslararası yarışmalara başvurmak üzere hazırlıklarını sürdüren Martı, bu öncü süreci anlatan bir kitabın basımı için de hazırlıklar yapıyor.
Yorumlar kapalı.